Ta ki Ümit Özgen kardeşimin donarak hayatını kaybettiğini duyana dek. Kardeşim diyorum. Kendisini tanımam ama, biri ciddi olmak üzere dağda defalarca kaybolup yaşam tehlikesi atlatmış 16 yıllık veteran bir snovbordçu abisi olarak kardeşimi kaybetmiş gibi hissettim. Allah rahmet eylesin.
Önce bilinçaltım _belki de bir savunma mekanizması olarak_ eksik yanlış gazete haberlerini duymazdan geldi. Ancak kayıtsız kalamazdım. Dün akşam Okan Bayülgen'in Sade Vatandaş programını internetten kesintisiz ve nefessiz izledim. Gözlerim doldu. Ümit göz göre göre ölmüştü. Bu ülkede insan hayatının değeri yok, bunu bir kez daha gördük.
Okan Bayülgen'in Sade Vatandaş programında Ümit'in babası büyük bir metanetle oğlunun ölümüne sebep olan ihmaller zincirini anlattı.
Ümit'in ölümünde bugüne dek Uludağ'a sürekli tatile giden ve yanlışları, eksikleri, usulsüzlükleri umursamayan her kayakçı ve snovbordçunun payı var. Hepimizin vicadanı sızlamalı.
Eksik ve yanlışlar insan hayat ve sağlığını ciddi olarak tehdit ettiği gibi, Uludağ'ın medeni bir kayak merkezi kalitesinden çok uzak, sunduğu değere göre fahiş pahalı bir tatil keşmekeşi kalmasına yol açıyor.
İşte benim gördüğüm kadarıyla Uludağ'ın yanlışları! Sizler de yorum ve görüşlerinizi ekleyin. Bu yanlışlar düzeltilmeden Uludağ'da kaydığımız her gün kalitesizliğe razı geldiğimiz gibi, başka birinin ölümüne zemin hazırlıyor olacağız.
1. Mekanik Çıkışlar:
Telesiyej, teleski gibi mekanik çıkışların çoğu ikinci el. Bakımları tam yapılmıyor. Bakım ve işletmesinden sorumlu personelin eğitimi, bilgi ve görgü düzeyi yetersiz.
Tüm mekanik çıkışlardan faydalanabilmek için en az 4 ayrı işletmeden bilet almak gerekiyor. Entegre bir sitem olmaması kayak ve snovbord zevkinin içine ettiği gibi, arama kurtarma ve sağlık hizmetlerinin ortak bir bütçeyle koordineli olarak verilememesine sebep oluyor. Bu devirde çağdışı bir uygulama. Bu boyutta bir tatil beldesinde dünyada örneği kaldığını sanmıyorum.
Kuşaklı Ağaoğlu Telesiyeji'nin inişi ve yukarıdaki kumanda kulubesinin konumu yanlış. Sağa ve sola gidecekler düşme ve çarpışma tehlikesi yaşıyor. İnişte telesiyejin tepesinden buz ve kar düşüyor. Yaralanmalara sebep olabilir, gerektiği gibi temizlenmiyor. Turkcell'den dünyanın parasını almışlar umurlarında değil.
Maden Telesiyeji tam bir komedi. Yaptıkları iş personelin umurunda değil. Gittiğimiz gün telesiyej girişinde bilet bile satılmıyordu. Telesiyej sık sık arızlanıyor ve her çıkışta en az 3-4 kez duruyor. Ümit'in olayında olduğu gibi yoğun siste bu telesiyejin çalıştırılması tamamen telesiyej personelinin ve işletmenin kusurudur.
Alkoçlar Teleski direklerinde biriken kar ve buzlar da temizlenmiyor. İnişe yakın bir direkte, benim makaramın tıkırdamasıyla 1 metre önüme dirketen koca buz parçası düştü. İnişte personeli uyarınca kayıtsız bir "aa öyle mi?" tepkisiyle karşılaştım.
Beceren ve/veya Yazıcı Teleski. Yakın zamanda kopan kabloyla birinin hafif yaralandığını yetkililerin olayı örtbas ettiğini duydum.
Acilen tüm çıkışlar tek bir yönetim altına entegre edilmeli. Tek bilet, tek yönetim, tek bütçe olmalı.
2. Otopark ve Araç Giriş Çıkışları:
Alkoçların arkasındaki otopark alanından Pazar dönüşte aracınızı çıkarmanız tesadüflere kalmış. Bu alana araç giriş çıkışı kontrol edilmiyor, görevli yok. Günübirlikçiler araçlarını rasgele parkediyor. Giriş çıkış imkansız hale geliyor. Güzel bir havada en az normalin 2 katı araç bu bölgeye usulsüzce park ediyor. Bayram zamanı tam bir keşmekeşe dönüyor.
Araçların egzozlarının yarattığı çevre kirliliği ciddi boyutlarda. Araç korkusundan sokakta yürümek mümkün değil. Kasaba olarak hiç bir cazibesi yok.
Uludağ'a araç girişi acilen yasaklanmalı. Araçlar için Sarıalan'da kapalı otopark yapılmalı. Oradan misafirler ring, shuttle, özel otel araçlarıyla taşınmalı.
3. Oteller:
Cuma sabahı 10:30'da Alkoçlar Otel'e vardığımızda otelin önünde yarım metre kar vardı ve giriş hala temizlenmemişti.
Turkcell'in sponsor olduğu Ağaoğlu Telesiyej'in tepesindeki kafede (eminim diğerlerinde de) pos cihazı yok, sucuk ekmeğe St. Moritz ayarında hesap geliyor ve kredi kartıyla ödeyemiyorsunuz. personelin cevabı yukarda telefon hattı olmaması. Sanki eve gelen pizzacı POS'unu bizim telefona takıyor! Telesiyeje Turkcell sponsor kafede mobil POS cihazı yok.
Oteller ucuz Rus turist peşinde koşmak ve günü kurtarmak yerine, Uludağ'ı Uludağ yapan sadık Türk müşterisine odaklanmalı, altyapıya ve personele yatırım yapılmalı.
4. Pistler:
Özellikle 2. Bölge'de yeni açılan maden bölgesi çok çorak bir alan. Pistler işaretsiz, sınırları belli değil, yönlendirme, aydınlatma yok. Kötü havada insanın yolunu kaybetmesi maden tarafına veya kör noktaya düşmesi işten bile değil. Pistler yön bulmayı ve nirengi noktası tespit etmeyi engelleyecek şekilde çok geniş eziliyor.
Pistler acilen işaretlenmeli, dünya standardında yönlendirme koyulmalı, tek harita sistemine geçilmeli ve tüm kayakçılara harita dağıtılmalı.
5. Sağlık:
Devletin işletmesi gereken Sabancı Sağlık Merkezi kapalı. Galiba doktor yokmuş. Acil müdahele için Bursa'ya inilmesi gerekiyor. Olacak şey değil. Kabul edilemez.
Sağlık Merkezi'ne doktor tahsis edilmeli ve hemen tekrar işletmeye açılmalı.
6. Güvenlik ve Arama Kurtarma:
Oteller, mekanik işletmeler, jandarma, mülki erkan ve sivil savunmanın birbirinden haberi yok. Acil durumlarda uygulanması gereken bir yönetmelik ve süreç yok. Jandarmanın teknik teçhizatı ve donanımı yetersiz, GPS, telsiz olmadan cep telefonuyla arama yapıyorlar. Bölgeyi iyi tanımıyorlar.
Arama Kurtarma faaliyetleri için bir prosedür oluşturulmalı. Sorumlu tarafların tam teçhizat ve yetkiyle korrdineli şekilde anında müdahele edebilmeleri sağlanmalı.